Güncel
CHP'den rapor: ‘Sur Harabeye Döndü’
CHP'nin hazırladığı Sur raporunun ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı...
Ajanslarda yer alan haberde; CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ün başkanlığında, İstanbul Milletvekili Ali Özcan, Burdur Milletvekili Mehmet Göker, Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu ve Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş'tan oluşan heyet 9 - 10 Şubat tarihleri arasında Diyarbakır ve Mardin'de incelemelerde bulundu. Heyet incelemelerin ardından bir rapor hazırladı.
Raporda, sokaÄŸa çıkma yasağı uygulanan Diyarbakır'ın Sur Ä°lçesi'nin, 6 mahallesindeki yaÅŸam alanlarının yüzde 80'inin enkaza döndüğü, geri kalan yüzde 20'sinin ise kullanılamaz halde olduÄŸu belirtildi. Sur'dan yaklaşık 4 bin ailenin göç etmek zorunda kaldığı belirtilen raporda, “Sur'da kültür mirasımız ciddi anlamda hasar görmüştür. PaÅŸa Hamamı, KurÅŸunlu Camii, Surp Dragos Kilisesi, Çardaklı Hamamı, Dört Ayaklı Minare, Keldani Kilisesi gibi eserler hasar gören yerlerin başında gelmektedir. Sur dışında GüneydoÄŸu'da uzun süreli sokaÄŸa çıkma yasağı uygulanan ilçelerden, çevre ilçelere ve Türkiye'nin diÄŸer bölgelerine yaklaşık 200 bin kiÅŸinin göç ettiÄŸi hesaplanmaktadır. Onbinlerce yurttaşımız adeta kendi ülkelerinde mülteci konumuna gelmiÅŸtir. Normal bir dönemde 300 TL olan, oldukça düşük standarttaki bir konutun kirası operasyonlarda sonra 700-800 liraya çıkmıştır. Devlet tarafından yapıldığı söylenen 1.000 TL'lik yardım çok az aileye ulaÅŸtırıldığından ÅŸikâyet eden yurttaÅŸlar ağır bir barınma sorunuyla karşı karşıya bulunmaktadır,” denildi.
Raporda, Sur'da ÅŸu anda kapalı durumda olan iÅŸyerlerinin büyük bir bölümünün yeniden açılmayacağı vurgulanarak, “Son geliÅŸmeler iÅŸsizlik oranını bu bölgede çok daha yüksek düzeye çıkarmıştır. Diyarbakır'ın 5 yıldızlı otelleri de dâhil Sur ilçesinde 20'nin üzerinde otel kapalı durumdadır. Normal dönemlerde yüzde 80-85'lerde bir doluluk oranına ulaÅŸan Diyarbakır'daki otellerin kapalı olmaları nedeniyle doluluk oranlarının sıfıra indiÄŸi belirtilmektedir. Mardin'de de son yıllarda artan turizm talebine baÄŸlı olarak 5.600'e kadar çıkan yatak kapasitesinde, son olaylardan sonra doluluk oranının yüzde 10'a kadar indiÄŸi belirtilmektedir. Son yıllarda yıllık ortalama 1 milyona yakın yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiÄŸi Mardin'e son aylarda tek bir turistin gelmediÄŸi belirtiliyor. Ä°ldeki altı otelin bu koÅŸullara direnemeyip kapandığı, 700 yurttaşımızın bu nedenle iÅŸsiz kaldığı ifade edilmektedir,” görüşlerine yer verildi.
Raporun “Sonuç ve DeÄŸerlendirme” bölümünde, valilik ya da kaymakamlıklar tarafından 5442 sayılı Ä°l Ä°daresi Kanunu dayanak gösterilerek ilan edilen sokaÄŸa çıkma yasaklarının hukuk dışı olduÄŸuna dikkat çekildi. Sözü edilen yasa ve ilgili maddesinin vali ve kaymakamlara bu yetkiyi vermediÄŸi belirtilen açıklamada, “Vali ve kaymakamlar aldıkları bu sokaÄŸa çıkma yasaklarıyla, yurttaÅŸların yaÅŸam hakkı, saÄŸlık hakkı, eÄŸitim hakkı, konut dokunulmazlığı, haberleÅŸme hakkı, yerleÅŸme ve seyahat özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, özel yaÅŸam ve aile yaÅŸamına saygı hakkı gibi temel hak ve özgürlüklerini sınırlandırmaktadırlar. SokaÄŸa çıkma yasağının hangi hallerde uygulanabileceÄŸi ve kararının kim tarafından verileceÄŸi 2935 sayılı OlaÄŸanüstü Hal Kanunu ile 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu'nda açıkça tarif edilmesine raÄŸmen, 5442 sayılı Ä°l Ä°daresi Kanunda böylesine bir düzenlemeye yer verilmemiÅŸtir,” denildi.
PKK terörünün boyut değiştirerek bugünkü evreye geçmesinde, AK Parti hükümetlerinin uyguladığı politikaların büyük bir payı bulunduğu ifade edilen raporda şu görüşlere yer verildi:
“AKP hükümetinin TBMM'ye bilgi vermeksizin yürüttüğü gizli pazarlık sürecinde PKK'nın bugünkü eylemleri için cephane yığınağı yapmasına, hendek kazmasına, daÄŸdan ÅŸehre inmesine zemin hazırlamıştır. Yapılan gözlemler, PKK'nın bu günkü mevzileri kazanabilmek, saldırılarını yerleÅŸim birimlerine taşımak için, AKP hükümetinin ve kamu görevlilerinin bilgisinde, gösterilen hoÅŸgörüden yararlanarak uzun süre hazırlık yaptığını göstermektedir. AKP sözcülerinin yaptığı açıklamalar, hükümetin ve kamu görevlilerinin bildiÄŸi bu hazırlıkları görmezden geldiÄŸini, gördüklerini de hoÅŸgörüyle karşıladığını açıkça ortaya koymaktadır. Bölgedeki güvenlik güçleri, önceden önlenme imkânı varken iktidarın aymaz tutumu sonucu cephane deposuna dönüşen bölgede, iktidarın yarattığı olumsuzlukları göğüsleme uÄŸruna, canlarını siper etmektedirler. Bölge halkı, PKK terörü ile iktidarın hukuksuz ve anti demokratik uygulamaları arasına sıkışmış durumda olup, PKK'ya ve iktidara tepkilidir. Halkların Demokratik Partisi'nin bölgedeki siyasal ağırlığı ve bölge halkı üzerindeki etkisi giderek azalmaktadır.”
Duygusal kopuşa dikkat çekilen raporun son bölümünde şu ifadelere yer verildi:
“Bölgedeki, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluÅŸları ve meslek odalarının temsilcileriyle vatandaÅŸlar, hukukun üstünlüğünün egemen kılınmasını, Kürt sorununa TBMM'de diyalog yoluyla çözüm aranmasını, yaÅŸanan duygusal kopuÅŸun ve kırılmanın geri dönülmez noktaya ulaÅŸmaması için sorunun öncelikli olarak ele alınarak çözümlenmesi gerektiÄŸine inanmaktadır. AKP hükümetinin bölgeye yönelik politikalarının bir süre daha bu ÅŸekilde devam etmesi halinde bölge halkının zorla bir kopuÅŸa yönlendirileceÄŸi savunulmaktadır. Bölge halkı, ekonomik önlemlerden önce barış ve huzur ortamının saÄŸlanmasını talep etmektedir. Bu anlamda en temel ihtiyaçlardan olan saÄŸlık ve eÄŸitim hizmetlerinin yürütülen operasyonlar nedeniyle kesintiye uÄŸramış olması devlete yönelik olarak büyük bir güvensizlik yaratmış durumdadır. Özellikle saÄŸlık ocaklarının karakola dönüştürülmüş olması büyük bir hayal kırıklığı yaratmış durumdadır. EÄŸitim ve saÄŸlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta ciddi anlamda zorluk çeken yöre halkı hükümetin bölgeye yönelik olarak açıkladığı ekonomik önlemleri anlamsız bulmaktadır. Zira bölge halkı için can güvenliÄŸi ekonomik olanlar da dâhil diÄŸer bütün sorunlardan önce gelmektedir. Olayların böyle devam etmesi bölgedeki yurttaÅŸlarda giderek derinleÅŸen bir duygusal kopuÅŸa yol açmaktadır.”
Henüz yorum yapılmamış.